12 Aralık 2021 Pazar

Ahlak "mutluluk" ile temellendirilebilir mi?

   Ahlak mutluluk ile temellendirilebilir mi? Mesela " Toplumsal ve ferdi mutluluğa en çok hizmet eden şey iyidir" gibi bir temellendirme yapmamız doğru olur mu?

Genel itiraz
   Tecavüz, cinayet, pedofili, şiddet, küfür, yerme, aşağılama, rüşvet, yalan, aldatma, soygun ve hırsızlık... Bunların hepsi insanı gayet mutlu edebilecek şeyler olabilirler; ahlakı mutlak (en soyut hâliyle) mutluluk ile temellendirirsek saymış olduğumuz bu edimlere - ahlâkî açıdan - hiçbir şekilde karşı çıkamayız.

"Çift taraf" itirazı
   Bu sözümüzü redden, tek taraflı değil de çift taraflı, nesnel ve toplumsal bir mutluluğun ahlakın temeli olabileceği/olması gerektiği gibi bir karşılık verilirse buradaki "çift taraflı" kaydını sorgulamak gerekir; neden çift taraflı bir mutluluk, tek taraflı bir mutluluğa tercih edilir? Oysa ki, ben tek taraflı/yanlızca bana fayda sağlayan eylemlerde mutluyum. Toplumsal boyuttaki bir "mutluluk" benim için mutluluk değildir. Bunun yanlış, diğerinin "doğru" olduğunu belirleyen ölçü nedir?

"Düzen" safsatası
   Buna karşılık "o halde düzen oluşmaz, toplumda yozlaşmalar vuku bulur ve kaos hakimiyet kurar" şeklinde bir itiraz gelir ise haklı olarak "Neden bir düzen uğruna kendi mutluluğumdan vazgeçeyim ki?" şeklinde bir sorgulama yöneltmemiz mümkündür; neye göre Rousseau'nun[1] belirttigi gibi toplumdan ve (ona göre) özgürlüğümüzü kısıtlayan "düzen"den uzak yaşamanın[2] böyle bir yaşam tarzının daha iyi olmadığını söyleyebiliriz ki? 

Vahiyden mücerret "tanrı" temelli bir ahlak olgusu
   Ayrıca şuraya da değinmek gerekir ki, ahlak vahiyden mücerret, tabiri caizse "deizm tanrısı" ile de temellendirilemez. Zira böyle bir ahlakın babasını öldürüp annesi ile evlenen Oedipus'a(3), üç kız kardeşi ile ensest ilişkiye giren Caesar'a(4) bir cevabı yoktur. Çünkü bu hususta her ne kadar ontolojik bir temellendirme var ise de, böyle bir ahlak neyin iyi/ahlaklı, neyin kötü/ahlaksız olduğuna karar veren epistemolojik bir kaynaktan mahrumdur.
   Bu sefer de "buna insan karar verir" derseniz o halde Oedipus ve Caesar meselesine yeniden dönmek durumunda kalırız. Şüphesiz bu ve benzeri edimler ancak ilâhî vahyi emistemik kaynağı olarak almış tanrı temelli bir ahlakın tenkitine maruz kalabilir; yoksa başka hiçbir şey/ölçü bu edimleri ahlaksız kılamaz. 

Sonuç ve değerlendirme
   Sonuç olarak - her ne şekilde olursa olsun - mutluluk ile temellendirilmiş bir ahlak elinizde patlar; tabii hırsızlıklardan, tecavüz ve cinayet vakalarından rahatsız oluyorsanız. 
   Anlaşılacağı üzere, ahlakı "mutluluk" ile temellendirme faaliyeti de bir non-teistik menşelidir. Bu iddia, tanrıyı her alanda devre dışı bırakan kimselerin, bunun acı bir neticesi olarak ahlakı temellendirememeleri ile bu neticenin yine za'm ettikleri üzere yeryüzüne düzen getirme iddiasıyla taban tabana çeliştiği uyduruk ideolojilerinin sehâfetini gizleme çabası olarak değerlendirilmesi gerekir.
___________________
[1] Jean Jacques Rousseau. (ö.1778) İsveçli filozof.
[2] bkz. N. Warburton, Felsefenin kısa tarihi, Alfa yayınevi, 23. baskı, 2017, İstanbul, 18. Bölüm, s.160-166.
[3] Oedipus. M.ö. yaşamış antik Yunan kralı.
[4] Julius Caesar. (d. M.ö, 100) eski diktatör.

Furkan Yılmaz/06.12.2021

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder